Sinop Balatlar Kilisesi'nde Prof. Dr. Gülgün Köroğlu'nun başkanlığında yürütülen arkeolojik kazılarda, kilisenin kemiklik olarak değerlendirilen bölümünde, Türkiye'de başka örneği bulunmayan bir kafatası bulundu.
Kafatasının Tarihi ve Özellikleri
Bilim adamları tarafından yapılan incelemede kafatasının hacı olmak için Kudüs'e giden Ortodoks bir din adamına ait olduğu tespit edilirken, Hitit Üniversitesi Erol Olçok Eğitim ve Araştırma Hastanesi Radyoloji Bölümü'nde üç boyutlu tomografisi çekilen kafatası üzerinde yapılan paleopatolojik araştırmada üzerinde tümöre rastlandı.
Kilisenin Tarihi ve Kafatasının Önemi
Yazıtlı kafatası binlerce yıl öncesine ait kafatası kültünün Anadolu'da en geç örneklerinden birisi olmasının yanında en ilginç uygulamalarından birisi olarak da bilim dünyası için önemli bir yer tutuyor.
Arkeologların Değerlendirmesi
Hitit Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Mustafa Tolga Çırak, Sinop'ta Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülgün Köroğlu'nun başkanlığında yürütülen Balatlar Yapı Topluluğu arkeolojik kazılarında kemiklik olarak değerlendirilen bölümde Yunan alfabesi harfleriyle 'Hacı Dimitrakis' yazılı kafatası bulunduğunu belirterek, yazıtlı kafatasının Türkiye'de başka bir örneğinin bulunmadığını açıkladı.
Kültürel ve Tarihi Öneme Sahip Kafatası
Kurulma aşamasında Roma İmparatorluk hamamı olarak kullanılan kilisenin M. S. 4'üncü yüzyıl itibariyle 20'inci yüzyılın sonuna kadar kilise olarak hizmet veren bir yapıya dönüştüğünü anlatan Doç. Dr. Musütafa Tolga Çırak, kilisenin geç Osmanlı döneminde 17. Yüzyıldan 20'nci yüzyıla kadar mezarlık alanına dönüştüğünü ve Ortodoksların mezarlığı haline geldiğini belirtti.
Kafatasında Tespit Edilen Patolojiler
2011 yılında yapılan kazı çalışmalarında kemiklik olarak adlandırılan ilginç bir alanda bulunan kafatası üzerinde yapılan analizlerde, bireyin 55-60 yaşlarında bir erkeğe ait olduğu ve kafatasında iyi huylu bir tümör bulunduğu tespit edildi.
Kültürel ve Antropolojik Değerlendirme
Anadolu'da kafatası üzerine yazı yazma geleneğine nadir rastlandığını belirten Çırak, kafatasının M. S. 19. Yüzyıla ait olduğunu ve üzerindeki yazının ritüel anlam taşıdığını vurguladı. Kafatasının Anadolu'da eşine az rastlanan bir bulgu olduğunu ifade etti.